Genel

Dijital Algı Yönetimi Gücü ve Online İtibar

Algı yönetimi uzun yıllardır hayatımızda olan bir kavram olmasına rağmen, dijitalleşen çağ ile birlikte kendi içerisinde yepyeni boyutlar kazandı. Kitlelere ulaşma süresinin ışık hızını geçtiği bu dönemde; dijital varlıkları nasıl kullanacağını biliyor olmak, hem kişileri hem de markaları bir adım öne çıkarmanın temel kuralı haline geldi. Algı yönetimi dendiğinde aklımızda “bir şeyi toparlama durumu” gibi [...]

Simay Akkurt

Algı yönetimi uzun yıllardır hayatımızda olan bir kavram olmasına rağmen, dijitalleşen çağ ile birlikte kendi içerisinde yepyeni boyutlar kazandı.

Kitlelere ulaşma süresinin ışık hızını geçtiği bu dönemde; dijital varlıkları nasıl kullanacağını biliyor olmak, hem kişileri hem de markaları bir adım öne çıkarmanın temel kuralı haline geldi.

Algı yönetimi dendiğinde aklımızda “bir şeyi toparlama durumu” gibi daha çok negatif çağrışımlar uyansa da, özellikle pazarlama ve satış alanında oldukça etkili bir süreç olarak ele alınıyor.

“Her insan kendi görüş alanının sınırlarını, dünyanın sınırları olarak algılar.” Arthur Schopenhauer

sosyal medya haberinden kaçan adam

Dijital Algı Yönetimi dedik, peki aslında neyi kastettik?

Dijital pazarlama stratejilerinin temelini oluşturan, doğru imaj ve algı oluşturma isteğiyle yeni ikna şekilleri ortaya çıktı. Amaçlanan temel sonuçla birlikte oluşturulan stratejiler, istenen algı çerçevelerinin çizilmesiyle şekilenmeye başladı. Sosyal medya, reklamlar ve influencer iletişimi üzerinden ilerlemeye devam etti.

Öncelikle reklamlar üzerinden gerçekleşen dijital algı yönetimiyle karşımıza farklı farklı platformlarda çıkan görseller, içerikler ve/veya videolarla; bir fikir, bir marka ya da bir konu üzerindeki düşüncelerimizde doğrudan etki yaratmayı başardı.

Tabii… Dikkati bir şeye yöneltmek üzerine kurulan algı yönetimi, bir bireyi ya da markayı topluma kazandırmak için ilerlerken beklenmeyen sonuçlarda doğrulabiliyor. Oldukça kritik adımlarla oluşturulan online itibarı yıkmak için dijitalde 1 saniye bile uzun kalabiliyor.

Kelimelerin ve görsel içeriklerin gücünden yararlanarak oluşturulan “fake” algılar sayesinde, eğer tüketicilere sesleniyorsanız, ihtiyaç algısı yaratmak günümüzde oldukça yaygın olan stillerden.

Elbette, dijitalde influencer olarak tanımlanan kitle de bu stratejinin baş rollerinde yer alıyor.

Sosyal medyanın gücüyle başlayan, Google reklamlarıyla pekişen pazarlama serüveninde;

kullanıcıları doğru anda ve doğru noktalardan yakalamak ikna olma durumuna bir zemin hazırlıyor.

Öyle ki kitleler zorla kabul etmedikleri, ancak kendilerini ikna ettikleri konuları daha çok benimsiyor görünüyor. Bu da dijital tabirle “trend” olmanın ve daha sonra trendler yaratmanın en kısa yoluna açılan kapı görevi görüyor…

“Efsane Cuma’da X’in tanıttığı ürünler 27 dakikada tükendi!”

İçerik kirliliği sebebiyle, algı yönetimi tükeniyor mu?

Yalan haberler, kriz durumundan faydalanmaya çalışan içerik üreticileri ve manipülasyona açık durumları avantaja dönüştüren kanallar sebebiyle; kullanıcıların dijitalden edindikleri haberlere güvenme oranı gün geçtikçe azalıyor.

evergreen içerik nedir sorusuna yanıt niteliğinde ahşap masa üzerinde duran laptop ekranında görünen yazılar

Kısa süreli kaos yaratan yalan içerikler; kişi veya kurumların açıklamalarıyla bir balon gibi sönerken, olan yine güven duygusu sarsılan çevrimiçi kullanıcılara oluyor… Online itibar yönetimi ise markalar için bu noktada önem kazanıyor. Hakkınızda söylenen/paylaşılan olumlu ya da olumsuz içeriklerden zamanında haberdar olarak, zararı minimuma indirmek ve müdahale etmek oldukça değerli bir hale geliyor.

2018 yılında Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü’nün Dijital Haberler Raporu’nda 37 ülkede yaptığı bir araştırma sonucunda, Türkiye yüzde 49 ile birinci sıradaydı.

YAZARSimay Akkurt